Filistin Meselesinin Tarihsel Arka Planı
Filistin meselesi, Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle başlayan ve günümüze kadar süren siyasi, tarihi ve dini boyutları olan bir sorundur.
Filistin Meselesinin Tarihsel Arka Planı
Filistin meselesi, yüz yılları aşan bir adalet mücadelesinin adıdır. İslam dünyasının kalbinde yer alan bu kutsal topraklar, tarih boyunca pek çok medeniyetin ilgisini çekmiş, ancak asıl kimliğini daima İslam ile bulmuştur. Filistin, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu mukaddes bir diyardır ve bu nedenle sadece bir toprak meselesi değil, aynı zamanda bir inancın ve direnişin sembolü haline gelmiştir.
Osmanlı Döneminde Filistin
Filistin, Osmanlı Devleti'nin bir parçası olarak yüzyıllar boyunca barış ve huzur içinde yaşamış bir bölgeydi. 1516'da Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi ile Osmanlı topraklarına katılan bu kutsal diyar, Osmanlı'nın adil yönetimi sayesinde hem Müslümanlar, hem Hristiyanlar, hem de Yahudiler için güvenli bir yurt olmuştur. Ancak 19. yüzyılda Osmanlı'nın zayıflaması ile birlikte, Filistin'deki dengeler de bozulmaya başlamıştır.
Siyonizm Hareketi ve Filistin'e Yahudi Göçleri
-
yüzyılın sonlarında Theodor Herzl'in öncülüğünü yaptığı Siyonizm hareketi, Yahudiler için Filistin topraklarında bir devlet kurmayı amaçlamaktaydı. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid, Yahudi göçlerine karşı çıkıp, "Filistin toprağı satılmaz!" diyerek bu tehlikeyi görmezden gelmedi. Ancak 20. yüzyılın başlarında Osmanlı'nın zayıflaması ve I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi, Filistin'i büyük bir felakete sürükledi.
Balfour Deklarasyonu ve Britanya Mandası
1917 yılında Britanya, Balfour Deklarasyonu adı altında Siyonistlere Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmaları için destek verdiğini açıkladı. Bu açıklama, Filistin'in Yahudileştirilmesi sürecini resmen başlatmış oldu.
1920-1948 yılları arasında Filistin, Britanya mandası altında kaldı. Bu dönemde Yahudi göçleri artarken, Filistinli Araplar topraklarından sürülmeye ve hakları gasp edilmeye başlandı. Bu sürecin en büyük sonucu, 1948'deki Büyük Felaket (Nakba) olacaktır.
1948: Nakba ve İsrail Devleti'nin Kuruluşu
14 Mayıs 1948'de Yahudiler, İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan etti. Ardından Arap-İsrail savaşı patlak verdi. Ancak Batılı devletlerin d devletlerin d\u00esteğiyle İsrail, savaşı kazandı ve Filistin topraklarının büyük bir kısmını işgal etti. Yüzbinlerce Filistinli topraklarından sürüldü, katliamlara uğradı ve büyük bir insanı trajedi yaşandı.
Filistinliler için bu olay "Nakba" (Büyük Felaket) olarak anılır.
Filistin Direnişi ve Bağımsızlık Mücadelesi
Filistin halkı, İsrail işgaline karşı uzun yıllar boyunca direniş göstermiş ve bağımsızlık için savaşmıştır. El-Fetih ve Hamas gibi direniş hareketleri ortaya çıkmış, Filistin davasını uluslararası alanda gündeme taşımıştır.
Günümüzde Filistin, hala tam anlamıyla özgür bir devlet olamamış, Batı Şeria ve Gazze'de devam eden işgal nedeniyle Filistin halkı büyük bir zulme maruz kalmaktadır. Ancak Filistin halkının direnişi ve davası halen devam etmektedir.
Sonuç
Filistin meselesi, sıradan bir siyasi kriz değil, bir adalet ve insan hakları meselesidir. Bu sorun, sadece Filistinlilerin değil, tüm İslam dünyasının ortak sorumluluğudur.
Filistin'in özgürleşmesi, sadece askeri ya da siyasi bir mesele değil, aynı zamanda Müslümanların birliği ve dayanışması ile gerçekleşecek bir düştür.
Rabbim Filistinli kardesşlerimize sabır ve zafer nasip eylesin. Amin.