Resulullah'ın Mirası
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine bıraktığı en değerli miras: Kur’an-ı Kerim ve sünnettir. Bu iki emanet, İslam’ın rehberi ve Müslümanların yol göstericisidir.
Resulullah'ın Mirası
Bir gün Ebu Hüreyre [radıyallahu anh] çarşıya gitmişti. Çarşıdakilere,
"–Sizler burada duruyorsunuz ancak Hz. Muhammed'in mirası mescidde taksim ediliyor," dedi.
Bunun üzerine herkes, çarşıyı terk ederek mescide koştu. Bir zaman sonra geri geldiklerinde Ebu Hüreyre’ye [radıyallahu anh],
"–Ey Ebu Hüreyre! Biz mescidde taksim edilen bir miras falan göremedik!" dediler.
Ebu Hüreyre [radıyallahu anh],
"–Peki, ne gördünüz?" diye sordu. Onlar,
"–Allah'ı zikreden ve Kur'an okuyan bazı kimseleri gördük," dediler. Bunun üzerine Ebu Hüreyre [radıyallahu anh],
"–İşte gördükleriniz, Resulullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem] mirasıdır," diye karşılık verdi.
Alkame b. Kays [rahmetullahi aleyh] şöyle demiştir:
"–Kendilerine Allah'ın emir ve yasaklarını sorabileceğim bir topluluğun yanına gitmem veya böyle bir topluluğun benim yanıma gelmesi, yüz at üzerinde Allah yolunda cihad etmemden de bana göre daha güzeldir."
Resulullah [sallallahu aleyhi vesellem] buyuruyor:
"–Bir topluluk Allah Teâlâ'yı zikretmek üzere bir araya geldikleri zaman semadan bir ses işitilir: 'Kalkınız! Şüphesiz ki ben sizin kötülüklerinizi iyiliklerle değiştirdim; hepinizin günahlarını bağışladım.' Bir topluluk Allah'ı zikretmek üzere bir araya gelip oturduklarında, meleklerden bir grup da gelip onlarla birlikte oturur."
Zahid Şakık-ı Belhî [rahmetullahi aleyh] şöyle demiştir:
"–İnsanlar benim meclisimden şu üç halden biriyle muttasıf olarak kalkarlar: Ya tam kâfir, tam münafık ya da tam mümin. Çünkü ben meclisimde Kur'an'ı tefsir ederim ve Allah Teâlâ ile Resulü'nün [sallallahu aleyhi vesellem] sözlerini aktarırım. İşte her kim benim bu dediklerimi tasdik etmezse, o tam bir kâfir olur. Söylediğim ayet ve hadisler karşısında kalbi daralan kimse, tam bir münafık olur. Benim söylediklerimden sonra, geçmişte yaptığı günahlarına pişman olan ve bundan sonra da bir daha günah işlememeye niyet eden kimse de tam bir mümin olur."
Fakih Ebü'l-Leys Semerkandî [rahmetullahi aleyh] demiştir ki:
"Her kim şu sekiz sınıf insanla beraber olursa, Allah Teâlâ onların şu hasletlerini artırır:
- Zenginlerle oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin dünya sevgisini ve dünyaya olan rağbetini artırır.
- Fakirlerle oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin şükrünü ve nimetlerin taksimatındaki hüsn-i niyetini ve rızasını artırır.
- Sultanlarla oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin kibrini ve kalp katılığını artırır.
- Kadınlarla oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin cahilliğini ve şehvetini artırır.
- Çocuklarla oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin boş işlere ve mizaha karşı olan isteklerini artırır.
- Fasıklarla oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin isyana, günah işlemeye ve tövbeyi geciktirmeye karşı olan cüretini ve meylini artırır.
- Salihlerle oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin ibadet ve taatlere karşı olan istek ve arzusunu artırır.
- Alimlerle oturup kalkmak: Allah Teâlâ o kimsenin ilmini ve takvasını artırır."
Kaynaklar:
- Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, nr. 3/142; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 10/76.