Müminler Birbirlerini Sevmelidir

Müminlerin birbirlerini sevmeleri, İslam'ın temel değerlerinden biridir. Bu makale, müminler arasındaki sevgi ve dayanışmanın önemini ve bu sevginin İslam toplumuna katkılarını ele alır.

Müminler Birbirlerini Sevmelidir
Müminler Birbirlerini Sevmelidir

Müminler Birbirlerini Sevmelidir

Katade'nin [rahmetullahi aleyh] Enes b. Malik'ten [radıyallahu anh] rivayet ettiğine göre, Nebi [sallallahu aleyhi vesellem] bir diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur:
"Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Allah adına yeminle söylüyorum ki, sizden biriniz kendisi için hayrı gördüğü (sevdiği) bir şeyi, mümin kardeşi için de sevmedikçe gerçek mümin olamaz."

Tabiinden Şa'bi'nin [rahmetullahi aleyh] (v. 103) rivayet ettiğine göre, Hz. Ömer [radıyallahu anh] şöyle buyurmuştur:
"Allah Teala merhamet etmeyene merhamet etmez. Bağışlamayanı bağışlamaz. Özür kabul etmeyen kimsenin tövbesini kabul etmez."

Sahabilerden bazılarından rivayet edildiğine göre, Resulullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurur:
"Merhamet edenlere Rahman olan Allah da [celle celaluhu] merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin!"
Resul-i Ekrem [sallallahu aleyhi vesellem] bir diğer hadislerinde,
"İnsanlara merhamet etmeyene Allah Teala da merhamet etmez" buyurmuştur.

Katade [rahmetullahi aleyh] demiştir ki: Bize anlatıldığına göre, İncil'de şöyle yazılıymış:
"Ey Âdemoğlu! İnsanlara ne şekilde merhamet gösterirsen, o şekilde merhamet olunacaksın. Allah'ın kullarına merhametli olmadan, Allah'tan nasıl merhamet beklersin ki?"

Sahabe-i kiramdan Ebu’d-Derda [radıyallahu anh] oyun oynayan, kuşları yakalayan çocukları takip eder, onlar bir kuş yakaladıklarında yanlarına gidip parayla kuşu satın alır ve kuşu serbest bırakarak, "Haydi gidin, hür bir şekilde yaşayın!" derdi.

Zahid Şakik Belhi [rahmetullahi aleyh] diyordu ki:
"Bir kimseyi kötü yönleriyle anlatırken, ona karşı içinde bir merhamet duygusu taşımazsan, sen ondan daha kötü birisin demektir. Salih birini anlatırken de, kalbinde Allah'a itaatin tadını bulamazsan, sen kötü birisin demektir."

Enes b. Malik diyor ki: Bana kadar ulaşan bir rivayete göre, Hz. İsa [aleyhisselam] demiştir ki:
"Allah'ın zikri hariç çok konuşmayınız, yoksa kalpleriniz katılaşır. Katılaşmış bir kalp, Allah'tan uzaktır, ancak siz bunu bilemezsiniz. Efendiler gibi insanların günahlarına bakıp durmayınız. Sizler, aciz kullar gibi kendi günahlarınıza bakınız. İnsanlar iki gruba ayrılır: Afiyet içinde olanlar, sıkıntı içinde olanlar. Sıkıntı halinde olanlara merhamet ediniz. Afiyetteyseniz de Allah'a hamdediniz."

Ebu Abdullah Şami [rahmetullahi aleyh] anlatmıştır:
"Zahidlerden Tavus'u görmek için izin istemiştim. Kapıya yaşlı bir adam çıktı.

  • Siz Tavus musunuz? diye sordum.
  • Hayır, ben onun oğluyum, dedi. Ben de ona,
  • Eğer siz onun oğluysanız, kendisi muhakkak bunamıştır, dedim. Oğlu,
  • Hayır, alimler bunamaz, diye karşılık verdi. İçeri girdim. Tavus'u görünce bana,
  • Ne istersen sor, ancak kısa olsun, dedi. Ben de ona,
  • Eğer sen kısa ve özlü cevaplar verirsen, ben de aynı şekilde kısa ve özlü sorular soracağım, dedim. Bana,
  • Eğer istersen sana Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı üç cümlede toplayıp anlatayım, dedi.
  • Bunu isterim, dedim. Dedi ki:
  • Allah katında, O'ndan senin korktuğun kadar korkmayacak bir kişi kadar kork. Senin Allah'a olan korkundan daha fazla O'na karşı ümitvar ol. Kendi nefsin için hoşa giden bir şeyi başkaları için de iste."

Ammar b. Yasir [radıyallahu anh] diyor ki:
"Üç şey vardır. Her kim bunları kendinde bir araya getirse, imanın tümünü toplamış olur:

  1. Sıkıntı içinde de olsa sadaka verebilmek.
  2. Kişinin kendisine karşı insaflı olması.
  3. İnsanlar arasında selamı yaymak."

Ömer b. Abdülaziz [rahmetullahi aleyh] da demiştir ki:
"Allah Teala'ya en hoş gelen üç iş vardır:

  1. Cezalandırmaya gücü yeten kimsenin affetmesi.
  2. Hiddet anında kendine hakim olabilmek.
  3. Allah'ın kullarına karşı şefkatli davranmak. Her kim Allah Teala'nın kullarına karşı şefkatli olursa, ona da şefkat gösterilir."

Hişam'ın [radıyallahu anh] rivayet ettiğine göre, Hasan-ı Basri [rahmetullahi aleyh] demiştir ki:
"Allah [celle celaluhu] Hz. Âdem'e [aleyhisselam] vahyetti ve dedi ki:
'Ey Âdem! Dört şey vardır ki, bunlar senin ve senden sonra gelecek olan neslin için bütün hayırları bir araya toplayan şeylerdir. Bunlardan biri benim, biri senin içindir. Biri benimle senin, biri de seninle insanlar arasındadır.

  1. Benim için olan; yalnızca bana ibadet etmen ve bana ortak koşmamandır.
  2. Senin için olan; en muhtaç olduğun bir durumda amelinin karşılığını vermemdir.
  3. Benimle senin aranda olan; senin bana dua etmen, benim de duana icabet etmemdir.
  4. Seninle insanlar arasında olan ise, insanların sana ne şekilde davranmasını istiyorsan senin de onlara karşı aynı davranışta bulunmandır.'"

Allah Teala her şeyin en doğrusunu bilendir.

Kaynaklar:

Buhari, nr. 13; Müslim, nr. 45; Tirmizi, nr. 2515.
Ebu Davud, nr. 4941; Tirmizi, nr. 1924; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/160.
Buhari, nr. 6376; Müslim, nr. 2319; Tirmizi, nr. 1922; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/358.